Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Adrienne Watson, Yemen’deki Husiler tarafından Kızıldeniz’de İsrail ile bağlantılı ticari gemilere gerçekleştirilen saldırılara değindi.
Sözcü Watson, “Kızıldeniz’deki ticari gemilere yönelik operasyonların planlanmasına İran’ın doğrudan müdahil olduğunu biliyoruz. Bu, kolektif eylem gerektiren uluslararası bir zorluktur” ifadelerini kullandı.
İran’ın Kızıldeniz’deki saldırılar için silah, finansman, eğitim ve “taktik istihbarat” sağladığını söyleyen Watson, “İran’ın desteği, Husiler’in İsrail’e ve deniz hedeflerine karşı saldırılar başlatmasının önünü açtı. Ancak İran operasyonel karar alma yetkisini Husiler’e bıraktı” diye konuştu.
Watson, İran’ın Husiler’e İsrail ile bilinen hiçbir bağlantısı olmayan ticari gemiler de dahil olmak üzere deniz taşıtlarına ve İsrail’e yönelik saldırılarda kullanılan insansız hava araçları sistemleri, kara saldırısı füzeleri ve balistik füzeler dahil gelişmiş silah sistemleri verdiğini iddia etti.
Ayrıca İran’ın desteği olmadan Husilerin ticari gemileri etkili bir şekilde takip etme ve vurma konusunda zorluk yaşayacağını belirten Watson, “İran’ın Husileri bu pervasız davranıştan caydırmaya çalıştığına inanmamız için hiçbir sebep yok” dedi.
İran yönetimi ise Husilerin Kızıldeniz’deki saldırılarına karıştığı yönündeki söz konusu iddiaları reddediyor.
İran destekli Husiler, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarına karşılık olarak Kızıldeniz’de İsrail ile bağlantılı ticari gemileri hedef almaya başlamıştı.
Kızıldeniz’deki gemileri İsrail’e doğru gitmemeleri konusunda uyaran Husiler, geçtiğimiz hafta Babülmendep Boğazı’ndaki Norveç bandıralı “STRINDA” adlı ticari tankeri seyir füzesiyle vurmuş, daha önce de İsrail’e ait olduğu iddia edilen Galaxy Leader adlı gemiye el koyarken, iki ticari gemiye ise füze ve dron saldırısı düzenlemişti.
Alman Hapag-Lloyd ile Danimarkalı A.P. Moller-Maersk taşımacılık şirketleri ile petrol devi BP, saldırılar nedeniyle Kızıldeniz’deki sevkiyatlarını durdurmuştu.