İsrail’in Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta düzenlediği İHA saldırısıyla şehit ettiği Hamas yöneticilerinden Salih el-Aruri’nin Ramallah’ta yaşayan annesi ve kız kardeşleri Aruri’nin mücadelesini ve şehadet arzusunu Yeni Şafak’a anlattı. 20 yıldır evladını görmediğini belirten acılı anne Aişe El-Aruri, “15 sene Siyonistler tarafından tutuklandı ve ardından Filistin’den yani vatanından sürgün edildi. Evladım çok mübarek bir insandı, o bu ümmete çok büyük katkıları olan, şehadet özlemiyle günlerini geçiren bir mücahitti” dedi.
Anne Aişe El-Aruri, “Bizler bu vatana feda olmuş insanlarız. Hepimiz çocuklarımızı bu dava şuuruyla yetiştiririz sonumuz ya zafere çıkar ya da şehadete. Filistinlilerin çocukları da mücahit doğar. Elhamdülillah şehit olan liderlerimizin ardından çok daha güçlü bir nesil Filistin’in özgürlüğü için kıyam ediyor. Rabbim evladıma arzuladığı şehadeti nasip etti” ifadelerini kullandı. Salih el-Aruri’nin şehadetinden büyük bir iftihar duyduklarını ifade eden Aruri’nin kız kardeşi Ummu Muhammed Sakir de, “Rabbim bizleri şehit ailesi olarak şereflendirdi. Şehitlik mertebesi, Allah’ın seçili kullarının tadacağı bir mertebedir” şeklinde konuştu.
Ummu Muhammed Sakir şu şekilde devam etti: “Davamızdan asla geri dönmeyeceğiz, şehitlerimizin kanı özgürlüğün ayak sesi olacak. Büyük zafere giden yolda şehitlerimizle övünüp gurur duyuyoruz. Gazze’de ve Filistin’de yaşayanlar olarak bizler aslında yaşayan ölüleriz çünkü şehadet hepimizin çok yakınında.”
Siyonistlerin yaşattığı hiçbir şeyin kendilerini davalarından geri döndürmeyeceğini belirten Sakir, “Abimin şehadetinin ardından Batı Şeria‘da kapsamlı bir grev ve gösteriler gerçekleşiyor. Ümmet, büyük bir takva sahibi mücahidin şehit olduğunun farkında. Ve onun ümmete olan katkılarının sonlandığından dolayı derin bir üzüntü içinde, elhamdülillah böyle mübarek bir insana şehadet şerbeti nasip oldu” dedi.Salih el-Aruri’nin kız kardeşi Ummu Kuteybe, Abisinin tek başına okul gibi bir insan olduğunu kaydederek şöyle devam etti: “Yaklaşık 12 sene önce beraber hac yaptık. Allah’a sonsuz şükrediyorum onun gibi takva sahibi biriyle haccımızı gerçekleştirdik. Maşallah görkemli bir dağ gibiydi ona baktığınızda sanki Kuran-ı Kerim’in yeryüzünde yürüdüğünü görüyorduk. En son abimle 7 Ekim’de telefon üzerinde konuşmuştuk. Geçmişte birçok komutan bu şekilde suikast ile şehit edildi. Bizim kanımız Gazze halkının kanından daha değerli değil, Gazze’ye, Aksa’ya, Filistin’e canlarımız feda olsun. Filistin’de bütün çocuklar mücahittir. Allah’ın izniyle zaferimiz çok yakında gelecektir.”
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye, Hamas’ın üst düzey yöneticisi Salih el-Aruri’nin öldürülmesinin yansımalarından İsrail’i sorumlu tuttu. Heniyye, Aksa TV’de yayınlanan konuşmasında, Lübnan’ın başkenti Beyrut’taki Hamas ofisine düzenlenen saldırıda Aruri ile Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Komutanları Semir Fendi, Azzam el-Akra’nın yanı sıra Hamas mensubu Mahmud Şahin, Muhammed Beşaşe, Muhammed er-Reis ve Ahmed Hammud’un hayatını kaybettiğini belirtti. Heniyye, “Aruri’nin Lübnan topraklarında öldürülmesi tam anlamıyla bir terör eylemi ve Lübnan’ın egemenliğinin ihlalidir. Halkımıza ve topraklarımıza karşı saldırıların dairesinin genişletilmesidir” dedi.
Şehit Salih el-Aruri ve beraberindeki 5 şehit için dün Fatih Camii’nde gıyabi cenaze namazı kılındı. Namaz öncesi konuşan Gazze Dayanışma Platformu sözcüsü Necmettin Irmak, “Siyonistler içimizdeki öncülerimizi aldıklarında davanın biteceğini düşünüyor. Ahmet Yasin, Rantisi ve nice şehitlerimiz gittiğinde bu dava bitmedi, bitmeyecek. Binlerce kardeşimiz şehit oldu ama bizim bu davamız kıyamete kadar devam edecek” dedi. Namaza iştirak eden Filistinli Alimler Birliği Başkanı Nevvaf Tekruri de, “Aruri’nin yolu şehadet ve cihad yoludur. Onların temiz kanları müminlerin yolunu aydınlatacaktır. Şehitlerimizin kanı korkak liderleri tek tek boğacaktır” şeklinde konuştu.
İran Savunma Bakanı Tuğgeneral Muhammed Rıza Aştiyani, İsrail’in, Hamas yöneticilerinden Salih el-Aruri’ye yönelik suikastının bölgesel dengeyi bozduğunu ve bunun sonucunun ABD’yi etkileyeceğini söyledi. Bu tür “stratejik hataların” bölgeyi gerginleştirdiğini vurgulayan Aştiyani, sonuçta “dumanın ABD’nin kendi gözüne kaçacağını” dile getirdi.
Öte yandan Lübnan’ın güneyindeki İsrail sınırının güvenliğini sağlayan Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL), Hamas yöneticilerinden Salih el-Aruri’ye Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta düzenlenen suikastın ardından sınırda “yıkıcı sonuçlar” doğurabilecek bir gerilim konusunda derin endişe duyulduğunu bildirdi.
Salih el-Aruri’nin öldürüldüğü İsrail saldırısının boyutları gün ağarınca ortaya çıktı. Aruri ve beraberindeki 6 kişinin öldürüldüğü dün akşamki saldırıda, patlamanın şiddetiyle Hamas ofisinin bulunduğu binanın büyük oranda yıkıldığı görüldü. Saldırının yaşandığı binanın hemen yanında bulunan kafenin işletmecisi, olay anında dükkanda olduğunu, atılan 3 füze nedeniyle çok şiddetli ses duyulduğunu anlattı.
Lübnan güvenlik yetkililerinin, günün ağarmasından sonra saldırıda kullanılan füzeye ait parçaları toplamaya devam ettiği görüldü. Saldırıya ilişkin ilk incelemelerin tamamlanmasının ardından “Hizbullah’ın kalesi” olarak ifade edilen Beyrut’ta Dahiye’nin Maşrafiye bölgesinde işlek bir caddede bulunan bina ve çevresinde oluşan enkazı temizleme çalışmaları başladı. Tamamen sivillerin yaşadığı ve nüfusun oldukça yoğun olduğu bölgede birçok binanın camlarının tamamen kırıldığı, duvarlarda şarapnel parçaları nedeniyle delikler oluştuğu görüldü.