İnsanlar, yerleşim bölgelerini seçmek veya göç etmek için birçok faktörü değerlendirir. İklim, ulaşım, sağlık ve güvenlik bunlardan yalnızca birkaçıdır. Görünen o ki Hindistan ve Çin’in bu denli fazla tercih edilmesinin arkasında da bazı nedenler vardır.
Peki insanlığın çoğu, neden özellikle bu iki ülkede yoğunlaşmıştır?
Hindistan ve Çin’deki nüfusun fazlalığı, temelde iklim koşulları ve tarımla ilişkilidir.
İnsanlar Afrika’dan göç ettikten sonra bu iki ülke, ideal iklim koşulları ve tarıma uygun mahsul çeşitliliği sebebiyle geçim ve hayatta kalma açısından tercih edilir bölgeler hâline gelmiştir.
Elverişli ortamlar; avcılık, toplayıcılık ve çiftçiliğe uygun bir zemin hazırlamıştır. Bu da hayatta kalma oranlarının yükselmesine ve daha büyük popülasyonların oluşmasını beraberinde getirmiştir.
Aslında bundan 1000 yıl önce Asya, nüfus açısından oldukça avantajlıydı fakat küresel nüfus da ondan pek farksız değildi. Dünya çapında doğum ve ölüm oranları da nispeten tutarlı sayılırdı ancak bazı bölgelerde yeterli gıda üretiminin olmayışı, nüfus artışının önünde bir engeldi.
Ayrıca dünya çapındaki nüfus dengesinde, çevresel koşulların ve coğrafyanın önemi de bir hayli fazladır.
Örneğin, Antarktika ve Kuzey Kutup Dairesi gibi üzerinde yerleşim yapmanın mümkün olmadığı yerlerde tarım da yapılamadı ve insan nüfusu azaldı.
Yine geniş dağ sıraları, tropikal yağmur ormanları, tundra ve yüksek tuzluluk oranları, bitkilerin yetişebileceği bir ortam sağlamıyordu ve insan yaşamı bu bölgelerde süreklilik arz edemezdi.
Bu doğrultuda Hint-Çin platosunun geniş kara kütlesi, dünya üzerinde mahsul yetiştirmek için süreklilik vaat eden yerlerin başında gelirdi.
Öte yandan Hindistan ve Çin’in pirinç yetiştiriciliğine oldukça uygun olması, bu ülkelerin nüfus artışını da beraberinde getirdi.
Bir pirinç tarlasına sahip olmak, mısır ve buğday tarlasına sahip olmaktan çok daha avantajlıydı. Ayrıca pirinç yetiştirmek zor bir iş olduğundan aileler, çok daha fazla iş gücüne ihtiyaç duymuş ve bu doğrultuda aile nüfusları da artış göstermiştir.
Yine daha büyük aileler, bu iki ülkede kentsel ve kırsal alanlar arasında bölünmelere yol açmış ve daha karmaşık toplumlarla birlikte farklı şehir ve kasabaların ortaya çıkmasına da sebep olmuştur.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: