1889 yılında Sicilya’da doğan Frank, aslında ikiz kardeşinin daha doğmamış vücuduna bağlı üçüncü bir bacak, dört ayak ve iki penis ile dünyaya geldi.
Frank’in durumu, doktorları ve bilim insanlarını doğal olarak şaşırttı çünkü bu tür bir doğum, çok nadir.
Frank’in üç bacağı, dört ayağı, 16 parmağı ve 2 cinsel organı vardı.
Fazladan bacağı sağ kalçasının yanından çıkmış ve dördüncü ayağı dizinden çıkıntı yapmıştı. Sorunu, anne karnında gelişmeye başlayan ancak kardeşinden ayrılamayan ikinci bir embriyodan kaynaklanıyordu.
Sonuç olarak ikizlerden biri, diğerine baskın hâle gelmişti. Lentini dört aylıkken fazladan bacağının kesilmesi seçeneğini görüşmek üzere uzmana gönderildi ancak doktor, felç ve ölüm riski nedeniyle bunu reddetti.
Yaşadığı sorunlar yetmezmiş gibi memleketinde de “küçük canavar” olarak tanınmaya başladı. Bunun üzerine Lentini’nin ailesi, daha fazla zorbalığa maruz kalmaması için onu teyzesinin yanına gönderdi.
Gezgin bir kuklacı onu keşfetti ve Amerika’ya getirdi.
1890 yılında Vincenzo Magnano adlı adam, Frank’in Barnum ve Bailey Sirki için harika bir kişilik olacağını düşündü. Nitekim ailesinden, Frank’i Amerika’ya götürmek için izin aldı.
Frank Lentini sadece fiziksel özellikleriyle değil, kişiliği ve sahne yeteneğiyle de tanındı. Frank’in mizah anlayışı, hikâye anlatıcılığı ve sıcak kişiliği herkesi etkilemişti.
Sahne üzerinde kendisiyle dalga geçer, izleyicileriyle doğrudan etkileşime girer ve onlara hayatın karşısındaki engeller ne olursa olsun, mutlu olmanın mümkün olduğunu gösterirdi.
Frank, hayatının sonuna kadar sirkte çalışmaya devam etti.
Her büyük sirkte ve gösteride çalıştı, meslektaşları arasında da çok saygın bir kişiydi. Küçük yaşlarında “canavar” olarak anılan Frank, bu süre zarfında “Kral” olarak anlımaya başlamıştı.
Frank, 1966 yılında 78 yaşında hayata veda etti ancak hikâyesi, tıpkı sahnede olduğu gibi hâlâ pek çok insanı etkilemeye devam ediyor.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: