Eren Keskin’den Erdoğan’a “İstanbul Sözleşmesi” tepkisi: Devlet dili ne kadar şiddet üretiyorsa, topluma o kadar şiddet yayılıyor
İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemiz şiddetle mücadelemize etkisi olmadı” sözlerine tepki göstererek,
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde yaptığı açıklamada, Türkiye’nin, kadına şiddetle mücadeleye karşı uluslararası bir anlaşma olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin “en ufak olumsuz etkisi olmadığını” savundu. Erdoğan, ittifak ortakları Yeniden Refah ve HÜDA PAR’ın karşı olduğu 6284’ü “kadına yönelik şiddetle mücadelede en büyük devrim” olarak nitelendirdi.
25 Kasım etkinlikleri kapsamında Van’daki bir panele katılan İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin şse Erdoğan’ın sözlerine tepki gösterdi.
TIKLAYIN – Erdoğan: İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemizin kadına şiddetle mücadelede en küçük olumsuz etkisi olmadı
Mezopotamya Haber Ajansı’nda yer alan habere göre, Keskin, mevcut iktidar ve yanlılarının her konuşmasından sonra şiddettin daha da arttığını vurgulayarak, “Devletin konuşmasından sonra şiddet topluma daha çok yayılıyor. Biz neden kadına yönelik şiddet politiktir diyoruz? Devlet dili ne kadar nefret ve şiddet üretiyorsa, topluma o kadar şiddet olarak yayılıyor. İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye imzasını çektikten sonra yaşadığımız birçok örnek var. İnsanlar ‘kadını katledenlerin ceza almadıklarını’ düşündüler. Kadın katliamlarının suç sayılmadığını düşündüler. Devlet dili bu şiddeti beslediği oranda şiddet artıyor” sözlerini kullandı.
Kasım ayında 18 kadının öldürüldüğüne dikkati çeken Keskin, şöyle devam etti:
“Kasım ayının başından beri neredeyse her güne bir kadın ölümü düşüyor. İşte bu resmi dil cinayetleri besliyor. O nedenle İstanbul Sözleşmesi kadınların yaptığı bir sözleşmeydi. Ondan geri çekilmek kadına yönelik şiddetin artışına neden oldu. Biz Cumhurbaşkanın tam da tersine düşünüyoruz. Cumhurbaşkanı ve ileri sürdüğü siyasi anlayış, zaten kadına diyor ki; ‘sen evde kal, en az üç veya dört çocuk dünyaya getir’ kadınlar bunları çoktan aştı. Devlet başkanları, siyasetçiler ne söylerse söylesinler kadın hareketi bunları aştı ve dinlemiyor. Her konuşmaları ayrı bir şiddet yaratıyor. Devlet anlayışı şiddeti meşrulaştırıyor.”