Türkiye’deki serbest bölgelerin mevcut durumu ve gelişimi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Sevimli, gelecek hedefleri arasında yenilenebilir enerji sektörünün ekipman üretiminde bir kümelenme merkezi olmanın da yer aldığına dikkat çekti. Serbest bölgelerin tüm dünyada ihracata dayalı büyüme stratejisinin itici gücü olduğunu vurgulayan Eyüp Sevimli, Türkiye’nin 40 yıla yaklaşan bir serbest bölge tecrübesi olduğunun altını çizdi.
Türkiye’deki 19 serbest bölgenin an itibarıyla 545’i yabancı yatırımcı olmak üzere 2 bin 108 firmaya ev sahipliği yaptığını hatırlatan Sevimli, “Türkiye’nin dinamik üretim ve ihracat potansiyeli dikkate alındığında, bugünkünden çok daha yüksek bir potansiyele sahip olduğunu biliyoruz. Serbest bölgelerimiz; mevcut altyapı kalitesi, liman ve lojistik noktalara yakınlığı, insan kaynağı, yan sanayi entegrasyonu ile Türkiye ihracatında çok daha yüksek seviyede katkı sağlayabilir. Serbest bölgelerin ihracat pazarlarında rekabet etmesini sağlayacak mekanizmalara ve kamusal stratejilere ihtiyacımız bulunuyor” diye konuştu.
“Serbest bölgeler birbirini engellememeli”
Serbest bölgelerin ihracata odaklanan özel üretim üsleri olduğuna dikkat çeken Eyüp Sevimli, bu alanların belirlenmesi sırasında; lojistik ve liman altyapısı, bölgedeki üretim deseni ve yan sanayinin varlığı, nitelikli istihdam kaynaklarına erişim kolaylığı gibi pek çok parametrenin dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Potansiyel yatırımcılarla yaptıkları görüşmelerde, yatırımların bilgi, teknoloji ve sermaye yoğun yatırımlar olmasına önem verdiklerini kaydeden Sevimli, serbest bölgelerin birbirini engellemeden ve ülke ihracatına değer yaratıcı bir strateji ile kurgulanması gerektiğini sözlerine ekledi.